İslam Tarihindeki ilk münafık olan İbn Selül’ün hikayesi:
İslam Tarihindeki ilk münafık olan İbn Selül’ün hikayesi:
İslam’ın ilk münafığı İbn Selül’ün hayatı hakkında fazla bilgi sahibi değiliz. Ancak yaşanan hadiselerden dolayı onu tanımaktayız. Kendisi Bedir Savaşı’ndan sonra Müslüman olmuştur daha doğrusu öyle gözükmüştür . Medine’de bulunan Hazrec kabilesinin reisidir ve Medine’nin kontrolü kendisine verilecekken Peygamberimizin hicretiyle bu hayalleri suya düşmüştü. Bu yüzden Peygamber Efendimize ve İslama karşı içinde gizli bir kin ve nefret başladı. Tüm münafıkları kendi etrafında toplamıştır ve Münafıkların Reisi lakabını almıştır. Kendisini anlatmak için yaşanılan bazı hadiseleri nakletmek daha uygun olacaktır. ‘’ Hz. Peygamber, evinde hasta yatmakta olan Sa‘d b. Ubâde’nin ziyaretine giderken aralarında Abdullah (İbn Selül)’ın da bulunduğu müslüman, müşrik ve yahudilerden oluşan bir toplulukla karşılaşmış, onlara yaklaştığı sırada Abdullah kaftanıyla burnunu kapatarak, “Toz kaldırmayın” demiştir. Bununla beraber Hz. Peygamber bineğinden inerek onlara selâm vermiş, Kur’an okumuş ve müslüman olmayanları İslâm’a davet etmiştir. Bundan rahatsız olan Abdullah, Peygamber’e, söylediklerinin doğru ve güzel olduğunu, ancak kendilerini rahatsız etmemesini, tebligatını sadece kendisini ziyarete gelenlere yapmasını söylemiştir. Onun bu davranışına sert tepkiler gösterilmek üzere iken Hz. Peygamber bunları önlemiş, sonra da Sa‘d b. Ubâde’nin evine giderek olanları anlatmıştır. Kaynakların kaydettiğine göre Sa‘d Hz. Peygamber’e, Yesrib halkının Abdullah’a taç giydirmek üzere iken kendisinin Medine’ye hicret etmesiyle bunun gerçekleşemediğini hatırlatarak bu tür davranışların bundan kaynaklandığını söylemiş ve onu mâzur görmesini rica etmiştir.’’ Görüldüğü gibi kendisi Müslüman gibi görünüyordu ama kinini ve nefretini her olayda belli ediyordu. Hatta Mekkeli Müşriklerle de irtibat halindeydi ve onlarla mektuplaşıyordu. Mektupların birisinde Hz. Peygamber’i öldürme emri almış ve bu emri uygulama konusunu taraftarıyla görüşme kararı almıştı. Bunu öğrenen Peygamber Efendimiz İbn Selül’ü uyararak bu işten kendilerinin zararlı çıkacağını söylemiştir ve Medine’de de Müslümanlar güçlüydü ve İbn Selül bu yüzden hareke geçmekten korkmuştur ama gene de fitne hareketlerine devam etmiştir. Muhacirler aleyhine kötü söz söyleyerek İslam toplumunu bölmeye çalışmıştır. Hz. Aişe hakkında uydurulmuş olan ifk iftirasının kaynağı ve yayıcısı kendisidir. Hatta Kur’an-ı Kerim’de bizzat kendisi kastedilerek “İftiranın büyüğünü üstlenen adam için en büyük azap vardır” (en-Nûr 24/11) ayeti nazil olmuştur. Toplum tarafından büyük tepki gören İbn Selül öldürülecekken Peygamber Efendimiz sürekli engel olmuştur. Kendisi münafık bir şekilde hicretin 9. Yılında öldü. Oğlu Abdullah Peygamber Efendimizden babasını kefenlemek için gömleğini ve cenaze namazını da Efendimizin kıldırmasını istemiştir. Peygamberimiz gömleğini verdi ve cenaze namazını kıldıracakken Hz. Ömer’in itirazıyla karşılaştı. Aralarında şöyle bir diyalog gerçekleşti:
“Yâ Resûlallah! Allah sizi münâfıklar üzerine namaz kılmaktan nehyetmedi mi?” dedi.
Peygamber Efendimiz gülümseyerek şöyle dedi:
“Ben, istiğfar etmek veya etmemekte serbest bırakılmışım. Ben de tercihimi yaptım. Allah Taâlâ, ‘Onlar adına ister af dile, ister dileme. Onlar için yetmiş kere mağfiret dilesen yine Allah onları bağışlayacak değildir…’” (Tevbe, 9/80) buyurmuştur.”
Daha sonra Peygamber Efendimiz bu münafığın cenaze namazını kıldı. Bu olaydan çok geçmeden ise münafık ölüleri hakkında Allah tarafından şu ayet Peygamberimize vahyedildi:
“Onlardan ölen hiçbir kimsenin asla namazını kılma ve kabrinin başında durma. Onlar Allah’ı ve Resûlünü inkâr etmişler ve Allah’a itaatten çıkmış olarak ölüp gitmişlerdir.”
Tevbe Sûresi, 84.
Bu ayetin nazil olmasından sonra Peygamber Efendimiz bir daha hiçbir münafığın cenaze namazını kıldırmamıştır.
Kaynak: TDV İslam Ansiklopedisi